RSS

Bron / Broen / The Bridge (2011)


Danimarka ile İsveç arasında bağlantı sağlayan Öresund Köprüsünde kısa bir süreliğine elektrik kesilir ve köprü aydınlandığında tam da Danimarka – İsveç sınırının olduğu noktada yerde yatan bir kadın cesedi bulunur. İki ülkeninde  emniyet güçleri olay yerine gelir. Malmö Emniyetinden İsveçli dedektif Saga Norén (Sofia Helin) ve Kopenhag Emniyetinden Danimarkalı Martin Rohde (Kim Bodnia) böylelikle tanışırlar. 

Buldukları İsveçli politikacı bir kadının cesedidir; arabası da İsveç plakası olunca soruşturmayı İsveç Emniyeti üstlenir. Görevliler adli tıpa götürmek için cesedi yerden kaldırmaya çalışınca cesedin bel kısmından kesilip ikiye ayrıldığının farkına varırlar. Adli tıpta yapılan incelemeler sonucu cesedin alt kısmının ölen politikacı Kerstin Ekwall’a ait olmadığı anlaşılır. Cesedin diğer kısmı 13 aydır kayıp olan uyuşturucu bağımlısı bir fahişeye aittir. 23 yaşındaki kayıp Monique Brammer Danimarkalı olduğu için iki ülkenin ortak bir soruşturma yapması kaçınılmaz olur. Saga bunu başta kabul etmek istemez gerçi…

Temposu hiç düşmeyen polisiye dizisi daha ilk bölümüyle de farkını gösteriyor. Birbirlerinden çok farklı olan biri kadın biri erkek iki dedektifin katili bulmaya çalışmaları çok daha karmaşık olayları araştırıp çözmelerine kadar ilerlerken, Martin’in aile ilişkileri ve Saga’nın gariplikleri de öyküye eklenince dram ve komedi tozu ayarında bir gerilim-gizem ve polisiye dizisi izliyoruz.


Bron / Broen yani "Köprü" ilk bölümüyle insanda bağımlılık yapan başarılı bir İsveç – Danimarka ortak yapımı… Broen seyrettiğim diğer polisiyeler gibi değil, bir çok türü içinde barındıran dizi görselliği ve diyalogları ile de izleyeni fazlasıyla tatmin ediyor.

Çok sevdiğim dizilerle ilgili bir şeyler yazmak istemem nedense. Hem sevdiğim şeyleri paylaşmak istemem, hem de sanki yazdıklarımda eksik bir şeyler olacak, diziyi tam hakkıyla anlatamayacakmışım gibi gelir. Umarım Broen’a yakışan bir şeyler yazabilirim.


İtiraf etmem gerekirse ilk bölüm dedektif Saga’ya biraz gıcık oldum. Ama sonrasında kadını daha iyi tanıdıkça farklı kişiliğinin hoş yanlarını, doğallığını ve aşırı açık sözlü olmasını sevdim. En çok da zekasına hayran kaldım. Birçok erkeğin çözemediği, akıl edemediği şeyi kendini toplumdan soyutlayan bu sarı saçlı güzel kadın çözüyor. Hele bara gidip de eve erkek atışı, çok komikti. Nezaket kurallarından hiç haberi olmayan genç kadına Martin yol yöntem öğretmeye çalışırken, aslında kendisi de Saga’dan bazı şeyler öğrenir.

Dedektiflerin peşinde olduğu katil çok zekidir.Uzun süredir bu işi planladığı, araştırmalar ilerledikçe anlaşılır. Yaşanan ahlaki çöküşten ve sosyal sorumluluktan bahseden notlar gönderen katil, gazeteci bir adam aracılığıyla iletmek istediklerini halka, medyaya duyurur. Toplumsal yozlaşmaya dikkat çekmek için 5 farklı olay gerçekleştireceğini de iletir. Saga ve Martin’in ekibi elinden geleni yapsalar da katil hep onlardan bir adım öndedir. İşlenen cinayetler ve yaşanan olayların örgüsü çok zekice işlenmiş. Ayrıca İskandinav ülkelerinin bulutlu, kasvetli havası diziye ayrı bir güzellik katmış.

Kadın-erkek ilişkileri, aile bağları, diğer insanlardan çok farklı olan genç bekar bir kadının hayatı, polislerin olayları araştırma süreçleri…. O kadar çok konuya ve olaya değinen bir dizi ki... Sağlam kurgulanmış, seyir keyfi yüksek bu harika diziyi mutlaka izleyin derim....


Hem Martin, hem de Saga rolündeki iki oyuncu da muhteşemler. Diğer yan roller de çok başarılı… Dizide favori oyuncum  Saga rolündeki Sofia Helin oldu. Saga’nın zekası, insanları umursamayan rahat tavrı, bir gram bile makyajsız doğal hali ve diyalogları harikaydı. Martin Rohde rolündeki Kim Bodnia sevdiğim bir oyuncuydu, bu diziden sonra kendisine hayranlığım daha da arttı. Bundan sonra izleyeceğim her polisiye diziyi sanırım Broen ile karşılaştıracağım, aynı kaliteyi arayacağım.

10 bölümlük mükemmel bir dizi Broen. Nette ikinci sezonun bu sene sonu çekileceğini okudum ama bence devamının yapılmasına hiç gerek yok. Çünkü finali de çok başarılıydı. Acaba ne olacak diye bir şey düşünmüyorsunuz. Dizinin son karesini izledikten sonra aklınıza takılı kalan bir şey olmuyor... 

Saga'nın yüzü halen gözümün önüne geliyor ve söylediği sözleri düşündükçe tebessüm ediyorum. Sevdiğim, pardon "sevdiğim" lafı az kalır.. Bayıldığım bir dizi oldu Broen.




  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...