RSS

Baran (2001)


“Ziyaretine geldim bugün. Seninle konuşmak istemiştim. Tek bir kelime söylemeden beni sessizce izleyeceğini biliyordum. Senin için bir şey yapmak istiyorum, ama gözlerinden okuyabiliyorum; kimse yaban ellerdeki bir yabancının özlemini yatıştıramaz. Seni yıllardır görüyorum: bazı günler sokaklarda ve meydanlarda, bazı aylar kulelerde ve gökdelenlerde. Her binanın her tuğlasında senin parmak izin var. Seni duymak istiyorum, hayatın hakkında, ruhunu yaralayan savaş hakkında konuşurken, evsizlikten ve yalnızlıktan bahsederken. Afgan göçmenler hakkında bir film yapmak istiyorum. Oynamak ister misin?....” * 

Baran'ın yönetmeni Majid Majidi, 30 Mayıs 1999 tarihinde günlüğüne böyle yazmış.

( Alıntı: * A selection of Iranian Filmse 2001, Tahran, Farabi Sinema Vakfı, 2001)


Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgal etmesinin ardından ülkede çıkan iç savaş ve Taliban rejiminin zalim yönetiminden kaçan milyonlarca Afganlı ülkelerinden kaçıp 
İran’a sığınmışlardır. Afgan mültecilerin İran’da doğan yeni neslin büyük çoğunluğu ülkelerini hiç görmemişler. 

İran sinemasının dünyaca tanınmış ismi, uluslararası film eleştirmenlerinin beğenisini kazanan yönetmen, senarist ve film yapımcısı Majid Majidi “Baran” filminde İran’da kaçak olarak çalışan Afganlı işçiler meselesini, bir ilk gençlik âşkı öyküsü üzerinden 
naif bir şekilde aktarıyor. 


Latif bir inşaatta ayak işlerini yapan, aklı havada genç bir delikanlıdır. Afgan işçi Necef inşaatta çalışırken kaza geçirir ve ayağını kırar. Bunun üzerine yaşlı Afgan Sultan, ustabaşından Necef’in oğlu Rahmet'i işe almasını ister. Karısı bir yıl önce vefat eden Necef’in bakması gereken beş çocuğu olduğunu öğrenen ustabaşı Rahmet’i işe almayı kabul eder. Ve Latif’in yaptığı işi ona verir. Çay ve yemek yapıp, alışveriş işlerine bakacaktır. Latif kolay işini Rahmet’e kaptırınca onu bir rakip-düşman gibi görmeye başlar. Fakat bir gün şans eseri bu nazik oğlanın bir kız olduğunu öğrenir. Rahmet aslında Baran'dır. Latif, aynada saçlarını tarayan genç kızı görünce Baran’a âşık olur ve kini tutkuya dönüşür. Resmi görevlilerin ani bir baskını sonucu Afganlı tüm kaçak işçilerin inşaattaki işine son verilince, Baran’a sevdalı Latif genç kızın köyüne gitmeyi aklına koyar…


Latif’in âşkı öyle saf ve temizdir ki, hiçbir beklentisi olmadan, yürekten âşık olur genç kıza. Filmde Baran ve Latif tek kelime etmezler, göz göze bile gelmezler. Aralarında ufacık bir temas bile olmaz. Ama filmi izlerken Latif'in sevdasını yüreğimizde hissederiz.

Baran film boyunca tek bir kelime konuşmaz.Yönetmen Majidi, Baran’ın konuşmamasıyla ilgili sorulan bir soruya şöyle cevap vermiş: 
“Baran, kendini ifade edemeyen Afganistan’ı simgeliyor. Afganlar konuşamıyor.” 

Profesyonel olmayan oyuncularla, sinemaya hiç aşina olmayan Afganlılarla çalışan yönetmen Majidi filmini 8-9 ay gibi bir sürede tamamlamış. Filmde yer alan işçileri, inşaatta çalışan gerçek işçiler oynamış. Yönetmenin özellikle Baran’ı oynayacak oyuncuyu bulması çok zaman almış. Zahra Bahrami (Baran) on beş yıldır yaşadığı mülteci kampından ilk kez filmin çekimleri için dışarı çıkmış.


Baran saf âşkı tüm yalınlığı ve içtenliği ile anlatan bir film. Baran’ın iki anlamı var; 
hem kızın adı, hem de Farsça’da “yağmur” demek. Filmde önemli yer tutan Baran’ın ayak izini dolduran yağmur aslında Latif’in eriştiği olgunluğunda simgesi bir anlamda...

Majid Majidi “Cennetin Rengi” ve “Cennetin Çocukları” filmlerinde olduğu gibi insana dair, hayatın içinden sade ama bir o kadar samimi olan bir öyküyü mükemmel bir sinema diliyle anlatıyor. Filmde; hem Latif’in âşkı, hem de Afgan mültecilerin içinde bulundukları koşullar aktarılıyor. Majidi'nin diğer filmleri gibi soluksuz izledim ve yönetmenin öykü anlatımına, oyuncu seçimine, sinema diline bir kez daha hayran kaldım. 

Öylesine yalın ve içten bir anlatımı var ki filmin, böyle duru bir âşkı sinemaya aktaran sayılı film vardır. Filmde oynayan herkes, profesyonel olmayan oyuncular olmalarına rağmen muhteşem bir oyunculuk sergilemişler. Özellikle Hossein Abedini (Latif) ve Zahra Bahrami'ye (Baran) hayran kalmamak elde değil. "Baran" Majidi'nin başyapıtlarından biri. Ayrıca filmin uluslararası festivallerden aldığı 13 ödülü ve
4 adaylığı bulunmakta.

Sinemaseverlerin mutlaka izlemesi gereken bir başyapıt...




  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

5 yorum:

Unknown dedi ki...

Yazın Harika. Yaklaşık 3 -4 hafta önce yatağıma uzandığım sırada zapping yaparken trt de rastladım bu filme. O günden beri hem bu filmi hemde majid majidinin ne kadar filmi varsa izledim. Ama en sevdiğim Baran oldu. Kız hakkında buradaki bilgileri öğrenmemde iyi oldu çünkü yana yana o kızın başka filmi var mı diye arıyordum. Artık 4 gözle film çekmesini beklediğim yönetmenlerin en başında yer alıyor Majid Majidi.

Adsız dedi ki...

çok etkileyici, gerçek hayattan alınmış bir kesit gibi..

Adsız dedi ki...

Baran filmi hakikaten efsanevi bir film İran filmleri çok basit çok ama bu basitlikle o kadar tesirli ve unutulmaz filmler yapıyorlarki inanılır gibi değil ben en çok Zehra Behramiyi meark ediyorum ölüdümü kaldımı şimdi nerede yeni filmi varmı keşke vikipedia da adı olsa aynı zamanda Hüseyin abedini de kendileri hakkında en çok bilgiyi bu sitede buldum sağolun:)

Unknown dedi ki...

Zahra bahrami ocak 2011'de idam edildi (çeşitli suçlardan; uyuşturucu ve sahte pasaport)

Adsız dedi ki...

idam edilen zahra bu kadın değil

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...