RSS

Medianeras (2011)


Arjantin’in başkenti Buenos Aires’de geçen film, çarpık kentleşmenin ve gelişen teknolojinin insanların hayatını nasıl etkilediğini ve yalnız-asosyal bireyler haline
nasıl dönüştürdüğünü anlatıyor. Dramın yanı sıra hoş bir romantik komedi filmi olan “Yan Duvarlar” Mariana ve Martin’in hikâyesiyle buluşturuyor bizleri…



Düzensiz ve çarpık kentleşmenin yaşandığı Buenos Aires’de insanların yaşam alanları daha da küçülmüş, “Ayakkabı Kutusu” olarak tabir edilen tek odalı evler çoğalmıştır. Filmdeki esas oğlan Martin (Javier Drolas) de bu evlerden birinde yaşamaktadır. 
Web tasarımı yapan, ömrünün son 10 yılını bilgisayarı başında geçiren Martin panik atak sorunu yüzünden evinden dışarı adımını atmak istemez ve tüm gereksinimlerini internetten karşılar. Eski sevgilisinin giderken ona bıraktığı köpek sayesinde yeni biriyle tanışır ve köpekleri gezdiren uçuk kaçık bir kızla kısa süreli bir ilişki yaşar. Kelimenin tam anlamıyla sanal dünyada yaşayan, tüm ihtiyacını sanal alemden karşılayan Martin'in içinde bulunduğu durum hiç parlak görünmemektedir…
Hele oynadığı oyunlardaki rekorlarını saydığı sahnede çok güldüm. Kocaman bir madalyayı hak ediyor, sanırım… 

Duru bir güzelliği olan Mariana (Pilar Lopez de Ayala) 2 yıldır mimardır ama daha tek bir bina-bir oda bile inşa edememiştir. Geçimini sağlamak için vitrin düzenleme işi yapmaktadır. 4 yıllık ilişkisini sonlandıran Mariana da, aynı Martin gibi yalnız ve mutsuzdur. Dekor olarak kullandığı cansız mankenle sohbet edecek derece vahim bir durumdadır. (sadece o kadar olsa iyi…) Ayrıca genç kadının asansör fobisi vardır. 
Yüzme kursunda tanıştığı psikologla da işler yolunda gitmeyince iyice melankolik bir duruma düşen Mariana, yan komşusunun çaldığı piyanoyu dinleyerek teselli bulmaya çalışır. Duvara kulağını dayayıp müzik dinlediği sahne, daha doğrusu piyanoyu dinlediği sahneler çok hoştu. Verdiği tepkiler özellikle…


Aynı müzikleri dinleyen, aynı filmlere ağlayan iki genç insan yan yana apartmanlarda yaşar, fakat birbirlerinden bihaberdirler. Mariana ve Martin'in apartmanlarının sadece yan duvarları birbirine bakmaktadır. Apartman sakinlerinin birçoğu güneşi görmek ve biraz daha hava alabilmek için kaçak pencere açarlar. Martin ve Mariana da dairelerine bu pencerelerden açtırır.  İkisi de rastlantı sonucu pencereye çıkınca ilk kez birbirlerini görürler. "Acaba tanışabilecekler mi?" derseniz... İzleyin, görün derim.

İzleyeceğim filmlerin fragmanını genellikle izlemem. Bloga fragmanı eklerken ilk kez izledim. Fragman izlememekle ne kadar doğru bir karar almışım,  filmin çok hoş sahnelerini ilk kez filmde gördüğüm için mutluyum...


Arjantinli yönetmen ve senarist Gustavo Taretto, ilk uzun metraj filmiyle hem eleştiren, hem de gülümseten başarılı bir film çekmiş. Şehirleşmenin getirdiği yalnızlık duygusu, çarpık kentleşme sonucu daralan hayatlar, sanal alemde mutlu olduğunu sanan ama gerçek aşkı arayan Martin, mesleğini yapamayan-cansız mankenle sohbet eden mutsuz Mariana başarılı şekilde yansıtılmış. Teknoloji ve kentleşmenin hayatlarımızı ne kadar içler acısı bir hale getirdiğini, toplumdan yalıtılmış bir halde nasıl yaşayabildiğimizi sorgulayan film, bir anlamda toplumun psikolojik tahlilini yapıyor.

Başroldeki iki oyuncu da öyle doğal ve sevimliler ki, çok başarılıydılar. Medianeras, monologlar ve ilginç ilerleyen senaryosu ile sıkılmadan izlenen hoş bir romantik komedi olmayı başarıyor.

Romantik komediler pek tercih ettiğim bir tür değil ama Medianeras’i beğendim,
keyifle izledim. Özellikle filmdeki monologları çok sevdim.



  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...